Piyasalar taban oluşturmaya çalışıyor

Piyasalar taban oluşturmaya çalışıyor

Vakıf Katılım

Korona virüsü ve petrol fiyatlarındaki keskin düşüş nedeniyle haftayı sert şekilde satıcılı açan küresel piyasalar yeni güne tepki alımları ile başlıyor. ABD ve Avrupa vadeli işlem kontraları pozitif bir açılışa işaret ederken 10 yıl vadeli ABD tahvil faizleri ise tarihi dip seviyesinden belirgin şekilde uzaklaşmış durumda. Kısmen de olsa artan risk iştahını gösteren bu durum yeni güne başlarken EUR ve altına ise güç kaybı olarak yansıyor. Açılış itibariyle yurtiçi piyasalarda da küresel görünüme paralel bir tablo oluşmasını bekliyoruz. Makroekonomik veri tarafında ise oldukça sakin sayılabilecek bir gündeyiz. Öyle ki Çin’den enflasyon rakamlarının ardından günün devamında Euro Bölgesi’nde açıklanacak GSYH rakamı dışında önemli bir veri akışı bulunmuyor.

BEKLENTİLERİMİZ

Borsa İstanbul’da tepki alımı bekliyoruz. Yurtdışı borsalarda etkili olan satış baskısı nedeniyle Borsa İstanbul da kaçınılmaz olarak haftaya sert şekilde geri çekilerek başladı. 104.500 seviyesinden geçen 200 günlük hareketli ortalamasının altına sarkan endeks günü de bu seviyenin altında tamamladı. Tepki alımları eşliğinde yeniden 104.500 seviyesinin aşılması rahatlatıcı bir zemin yaratacaktır. Ancak 110.000 seviyesi aşılmadığı müddetçe görünümde anlamlı bir iyileşme olmasını beklemiyoruz. Genel hatlarıyla baktığımızda endeksin performansının yurtdışından ayrışmayacağını düşündüğümüz için piyasaların denge bulması için küresel risk iştahının tepki alımlarına bağlı kalmayarak toparlanması gerektiğini düşünüyoruz. Ancak petrol fiyatlarındaki belirsizlik ve korona virüsü endişeleri kısa vadede piyasaları öngörülebilir olmaktan uzaklaştırıyor. EUR/USD kazanımlarını korumaya çalışıyor. Risk iştahı uzun süredir küresel ölçekte düşük seyrediyor olsa da bu durum paritede tam tersi bir etki yaratıyor. Özellikle 10 yıl vadeli ABD ve Almanya tahvil faizleri arasındaki farkın yaklaşık olarak son altı yılın dip seviyelerine kadar inmesi söz konusu zaman zarfında EUR’nun USD karşısında belirgin şekilde güç kazanmasını sağladı. Teknik açıdan bakıldığında ise kısa vadeli teknik göstergeler aşırı alım bölgesine ulaşmış durumda. Bu durum her ne kadar risk yaratıyor olsa da faizler arasındaki makas düşük kaldıkça paritenin kazanımlarını koruma olasılığı yüksek görünüyor. Faiz farkının yeniden açılmasını sağlayabileceği için küresel risk iştahının iyileşmesi durumunda ise paritenin kazanımlarının bir kısmını geri vermesi şaşırtıcı olmayacaktır.

TL volatilitenin etkisi altında. Küresel piyasalardaki satış baskısı TL açısından da dinamikleri değiştirirken özellikle petrol fiyatlarındaki geri çekilmenin ardından kurda volatilitenin arttığını görüyoruz. Teknik açıdan bakıldığında kurun 6,15’in üzerine doğru yaptığı denemelerin çok uzun soluklu olmayışı TL üzerindeki baskının azalmasını sağlıyor. Diğer taraftan korona virüsü özellikle turizm açısından risk yaratsa da uzun vadeye yayılması durumunda petrol fiyatlarındaki düşüşün cari açığa yapabileceği pozitif etkileri de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ancak piyasalardaki fiyatlamaların rasyonel olmaktan giderek uzaklaşması kısa vade için net bir yön tayin edilmesini önemli ölçüde zorlaştırıyor. Dolayısıyla 6,15’in altındaki rakamları TL lehine görüyor olsak da volatilitenin süreceğini düşünüyoruz.

Hazine Mart ayı borçlanma programına devam ediyor. Programa göre Hazine Mart ayında 26 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık toplam 20 milyar TL’lik iç borçlanma yapmayı planlıyor. Bu kapsamda dün 5 yıl vadeli TÜFE’ye endeksli tahvilin yeniden ihracı düzenlenirken ROT dahil toplam borçlanma tutarı 2,9 milyar TL oldu. Bugün ise 15 ay vadeli kuponsuz ve 7 yıl vadeli değişken faizli tahvil ihalelerini takip edeceğiz. Mart ayı programı iki hafta sonraki 2 yıl vadeli sabit kuponlu ve 3 yıl vadeli TLREF’e endeksli tahvillerin ihaleleri ile son bulacak. Hazine aynı hafta ayrıca 1,5 milyar TL borçlanma hedeflediği 2 yıl vadeli kira sertifikası da ihraç etmeyi de planlıyor.

Ons altın gücünü korumakta zorlanıyor. Küresel piyasalardaki dalgalanmaların belirgin şekilde artması ile yatırımcıların güvenli liman olarak görülen varlıklara yönelmesi ons altının haftaya pozitif bir zeminde başlamasını sağladı. Bu kapsamda yukarı yönlü eğilimin 1700 doların test edilmesini sağladığını gördük. Ancak gerek borsalardaki satışın likidite ihtiyacını karşılamak için yatırımcıları altın portföyünü azaltmaya yöneltmesi gerekse yeni güne başlarken risk iştahının daha ılımlı bir zeminde oluşu ons altının 1660 doların altına inmesine neden oldu. Şimdilik değerli metallerin net bir denge bulduğunu söylemek mümkün değil. Özellikle korona virüsü ciddi bir endişe kaynağı olarak kalmaya devam ettikçe bu durum özellikle ons altının direncini korumasını sağlayabilir.


Kaynak:Ünlü Menkul
Hibya Haber Ajansı